"Ben Chipping Sodbury General Hastanesinde doğdum. Komik isimler toplayan biri için oldukça uygun bir yer.Kızkardeşim Di benden iki yıl sonra doğdu ve benim hikaye anlatma çabalarım yüzünden çok acı çekti. İlk hikaye anlatma dönemlerinde tavşanlar olduklarından büyük görünürlerdi bize ve tavşan olmak isterdik çok.Büyürken iki kez ev değiştirdik.İlki Yate’den (Bristol’un biraz dışı) Winterbourne’a (Bristol’un öteki yakası) oldu.Tüm çocuklar, ben ve kız kardeşim dahil bir arkadaş grubu olarak Winterbourne caddesi üzerinde bir aşağı bir yukarı oynardık.
Arkadaşlarımızdan ikisi bir kız kardeş ve erkek kardeşti ve soyadları POTTER’dı. Ben bu ismi çok sevdim. Kendiminkinden çok arkadaşlarımın isim ve soyadları hep merakımı çekerdi.
Dokuz yaşındayken Dean Ormanı'ndaki Chepstow yakınlarındaki Tutshill’e taşındık. Her ikisi de Londra'lı anne ve babamın rüyası olan kırsal bölgede yaşam s onunda gerçek olmuştu. Biz de kızkardeşimle Wye ırmağı kıyısındaki tarlalarda denetimsiz, özgür keşifler yapıyorduk.
Tek sorunum okuldan nefret etmemdi. Mürekkep lekeli ve tahta kapaklı sıraları olan küçük ve eski moda bir okuldu. Yeni öğretmenim bayan Morgan, okuldaki ilk günün sabahında bana aritmetik testleri vermişti. Büyük çaba harcamış fakat 10 üzerinden 0 almıştım. Çünkü daha önce hiç kesir yapmamıştım. Bu yüzden beni sıraların sağına ve kendine en uzak yere oturttu. ”Aptal” sırasında oturduğumu anlamam birkaç gün sürdü. Bayan Morgan,sınıfta kimin ne kadar akıllı olduğunu düşünüp herkesi öyle yerleştiriyordu. Onun solunda oturanlar en parlak olanlar sağındakiler ise aptallardı. Yılın sonunda bir bedel karşılığı da olsa sol tarafa terfi ettim. Bayan Morgan en yakın arkadaşımla yerlerimizi değiş-tokuş etti. Bir adımla akıllı olup sevilmeyen olmuştum.
Tutshill ilkokulu’ndan sonra Wyedan ortaokul'una gittim. Ben de Wyedan’la, Harry’nin Dudley’den Stonewall Lisesi’yle ilgili duyduğu söylentinin aynısını (Harry Potter Ve Felsefe Taşı kitabına bakın) duydum.Doğru değildi, aslında bana olmamıştı. Sessiz,çilli ve ufak-tefek biriydim.Sporla aram hoş değildi. Voleybol oynarken kolunu kıran bir tek kendimi tanıyorum.En sevdiğim konu İngilizceydi fakat dillerden oldukça hoşlanıyordum.Öğle aralarında benim kadar sessiz ve çalışkan arkadaşlarıma uzun bölümleri olan hikayeler anlatmaktan hoşlanıyordum.Bu hikayeler bizi gerçek hayatta yapamayacağımız kadar cesur ve kahramanca işlere bulaştırıyordu.Çünkü hepimiz oldukça çalışkandık. Hatta birgün bizim dönemden çok sert bir kızla kavga bile ettim. Aslında başka seçeneğim kalmamıştı. Beni itmişti. Sonra yere düşüp ölü numarası yaptı. Beni alt edemediği için çok ünlü olmuştum. İşin gerçeği kilitli dolabım tam arkamdaydı ve beni korumuştu. Fakat sonraki günleri bana tuzak kuracak diye korkarak geçirdim.
Büyüdükçe sessizliğim azaldı. Bir de lens kullanmaya başladım ve bu da yüzüme darbe alma korkumu azalttı. Gençlik döneminde oldukça çok yazdım.Bizi anlatan ve karakterleri azıcık gizlediğim komik hikayeler dışındaki hiçbirini kimseye göstermedim.Son yılımda kızların başkanı olmuştum. Sadece iki şeyi düşünüyordum; biri Lady Somebody adlı oyun, digeri de tüm okula yapacağım konuşma. Konuşma arasında şarkı çalacak ve durunca da konuşacaktım. Fakat bir karışıklık oldu şarkının aynı yerleri tekrar tekrar çaldı,ta ki görevli okul müdürü bayan gelip teybi "tekmeleyinceye" dek.